Türkiye'de Gergedan Mevsimi filmi ile tanınırlığı artan Vusuki, "İmkanım olursa son evime gidip geçmiş hatıralarımı yeniden yaşamak istiyorum. Birgün ülkeme dönmek benim en önemli arzum. Bunlardan sonra, artık ölebilirim." dedi.
İran sanat tarihinin en önemli sinema ve tiyatro sanatçıları arasında gösterilen ve 40 yıldan fazla bir süredir ABD'de yaşayan Behruz Vusuki, en büyük arzusunun koşullarının sağlanmasıyla, ölmeden önce anılarını yeniden yaşamak için İran'a dönmek olduğunu söyledi.
1979'daki İran devriminin çalkantılı siyasi atmosferi nedeniyle ABD'ye yerleşmek zorunda kalan 83 yaşındaki Behruz Vusuki, uzun bir sürenin ardından İran'da yayınlanan haftalık kültür-sanat dergisi Çılçırağ'a röportaj vermeyi kabul ederek, ülkesine ve sanat hayatına dair açıklamalarda bulundu.
Türk sinema severlerinin 2012 yapımı İranlı ünlü yönetmen Behmen Kubadi'nin senaryosunu yazıp yönettiği ve Yılmaz Erdoğan, Caner Cindoruk, Belçim Bilgin, Beren Saat, Monica Bellucci'nin de rol aldığı Gergedan Mevsimi filmindeki başrol rolü ile tanıdığı Vusuki, imkan sağlanması halinde kalan ömrünü ülkesinde geçirmek ve geçmişteki anılarını tazelemek istediğini ifade etti.
"Ülkemde bulunduğum tüm yerleri ziyaret etmek istiyorum"
Bir gün ülkesine dönüp deneyimlerini genç sanatçılarla paylaşmak istediğini belirten Vusuki, "İnsanın her zaman saygı gördüğü, çok sevdiği halkından uzak kalması ve bir zamanlar ülkesinde yapabildiği işleri şu an yapamaması çok zor gerçekten. Bu durum benim için hapishanede olmaktan daha zor. Her zaman, eğer ömrüm izin verirse bir gün ülkeme dönüp bir zamanlar bulunduğum tüm yerleri ziyaret etmek istiyorum." dedi.
Vusuki, İran'dan gelen ziyaretçilerini Kaliforniya'daki şu an müze olarak hizmet veren ABD'nin ünlü Alcatraz Hapishanesine götürdüğünü kaydederek, "Gerçekte ben de bir hapishanedeyim. Daha geniş ve büyük bir hapishanede. İnsan memleketinde olmadığı zaman, sevip de yapmak istediği şeyler birer hapishaneye dönüşüyor. Böyle bir durumda mahkumun hareket özgürlüğü geniş olabilir ancak yine de hapishanededir." ifadelerini kullandı.
Çılçırağ'ın "Bir gün İran'a dönme ihtimaliniz olursa ilk olarak nereleri ziyaret etmek istersiniz?" sorusuna Vusuki, şu şekilde yanıt verdi:
"Eğer ömrüm yeter de İran'a dönebilirsem, önce annemin mezarını ziyaret edeceğim. Çünkü annemi çok sevdim. Maalesef, ben orada yokken vefat etti. Sonra, Daveri caddesindeki İran'daki son evimi görmek istiyorum. İmkanım olursa son evime gidip geçmiş hatıralarımı yeniden yaşamak istiyorum. Birgün ülkeme dönmek benim en önemli arzum. Bunlardan sonra, artık başımı yere koyabilir ve ölebilirim."
1979'daki devrimden bu yana İran sinemasından uzak kalmasına rağmen hala şöhretini koruyan Vusuki, başarısındaki sırrı hakkında "İşimi çok ciddiye alarak yaptım. Her işi kabul etmiyordum. Bir süreye kadar beni seçiyorlardı. Ancak bir süreden sonra seçimleri ben yapmaya başladım. Düzgün işler yaptık ve bu nedenle kalıcılaştı." ifadelerini kullandı.
Genç sanatçılara iyi seçimlerde bulunup işlerini ciddiyetle yapmayı tavsiye eden Vusuki, İran sinemasını yakından takip ettiğini ve tüm baskı ve sansüre rağmen başarılı bulduğunu belirtti.
Türkiye'den de bir sinema teklifi aldığını aktaran Vusuki, senaryoda talep ettiği bazı değişikliklerin tamamlanması halinde çekimler için Türkiye'ye geleceğini sözlerine ekledi.
Behruz Vusuki kimdir?
11 Mart 1938'de İran'ın Batı Azerbaycan eyaletine bağlı Hoy kentinde dünyaya geldi. Sinemaya 18 yaşında dublaj yaparak başlayan Vusuki kısa süre içerisinde film teklifleri aldı. Beyaz perdede kısa sürede büyük beğeni toplayan ve kariyeri boyunca 90'ın üzerinde filmde rol alan Vusuki, İran'ın Qesyar (1969), Gavaznha (1974), Hamsafar (1975) gibi birçok kült filminde karakterlere can verdi. Vusuki, uluslararası sinema festivallerinde de birçok ödül kazandı. Ayrıca, Qesyar filmindeki başarılı rolü sonrası İranlı sanatseverlerce "İran sinemasının Sezar'ı" olarak anılmaya başlandı. Vusuki, 1970'lerde kısa bir süre İran'ın bir başka ünlü sanatçısı Guguş ile evli kaldı.
İran devriminden sonra Şah döneminin sembollerini ülkenin tamamından silen yeni rejim, bu dönemin sembolü olarak gördüğü sinemayı ve birçok sinemacıyı baskı altına alarak, sansür ve kısıtlamalar getirdi. Şah dönemindeki birçok sanatçı ülkeden ayrılmak zorunda kaldı ve filmleri yasaklandı. Devrim öncesi ünlü olan ve şu an ülke dışında yaşayan birçok sanatçı da Şah döneminin ünlü isimlerine yapılan baskılar, yasaların belirsizliği ve keyfi yorumlar nedeniyle tutuklanma korkusuyla İran'a dönemiyor.
İran'da tüm filmleri yasaklanan Behruz Vusuki'nin ülkesine dönebilmesi için birçok defa İranlı sanatçıların girişimi ile kampanyalar düzenlendi, ancak sonuçsuz kaldı.
2018'de İran'ın bir diğer efsanevi oyuncusu ve Türkiye'de de Yeşilçam filmlerinde rol alan Nasır Melek'in vefatının ardından, yüzü aşkın İranlı aydın ve sanatçı Vusuki'nin ülkeye dönüşü adına Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye mektup yazarak gerekli düzenlemelerin yapılmasını talep etti. Ancak, bu durum ülkedeki muhafazakar kesimin tepkisine yol açtı. İran Genel Savcısı Muhammed Cafer Muntazeri kampanyaya sert tepki göstererek Vusuki'nin ülkeye dönmesi halinde tutuklanacağını ima etti.
|