Rusya ile olan ilişkilerimizin neredeyse kopma noktasına gelmesinden sonra sert esen rüzgârlar, Türk Dünyası’nın birleşme ve bütünleşme konusundaki çalışma ve çabalarının önemini bir kez daha ortaya koymuştur.
Türk olmanın ve kardeşliğin güzelliklerinin ortaya konulduğu günümüzde yalnız kalmadığımızı da görüyoruz. Rusya Devlet Başkanı Putin’in düşürülen uçak nedeni ile gerilimi sürekli olarak artırması, Türkiye’ye karşı olumsuz davranışlarda bulunması Türk devletlerinin bu zor dönemde Türkiye’ye nasıl kucak açtığını ve dayanışma içine girdiğini göstermesi açısından da önemlidir.
Bizi yönetenleri her ne kadar bazı konularda eleştiriyorsak da, Rusya ile olan konularda özellikle Rusya Devlet Başkanı Putin’in hakarete varan açıklamaları karşısında devletimizin ve yönetim kadrosunun yanında yer almayı kendimiz için görev sayıyoruz. Çünkü önemli olan bazı konulardaki tartışmasız haklılığımız ve Türkiye’nin çıkarlarıdır.
Bizi takip eden okurlarımız anımsayacaklardır. Yıllardır yazdığımız yazılarda Türk Dünyası’nın bütünleşmesi konusunda siyasilere hep çağrıda bulunmuşuzdur. Türk dünyasına yönelmeyi, siyasi, ekonomik ve kültürel işbirliğini artırmaya yönelik çalışmalar yapılması konusundaki adımları da desteklemişizdir. Hatta yapılan çalışmaları az bulduğumuzu da söylemişizdir. Bu alanda çalışan (örneğin EkoAvrasya) gibi sivil toplum kuruluşlarının çabalarını, etkinliklerini de zaman zaman köşemize taşıyarak destek vermişizdir.
Geçmişte Eski Cumhurbaşkanlarımız Turgut Özal, Süleyman Demirel gibi devlet adamlarımız, yüzlerini Türk Cumhuriyetlerine çevirmişler, son derece iyi ilişkiler kurmuşlardı. Özellikle Demirel’in bir ayağı Türk Devletleri’ne olmuş, bu gezilerin çoğuna da katılma fırsatını yakalamıştık. Demirel’in, Cumhurbaşkanlığı döneminde Türkiye’nin Orta Asya ülkeleri ile ilişkilerinde motor rolü üstlenmiş olduğunun da altını çizelim.
Bugün Rusya krizi ile ortaya çıkan tablo, Türk Cumhuriyetleri ile kurulan bu ilişkilerin ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor. Her zaman söylediğimiz “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” deyiminin bugünlerde yeniden yerine oturduğunu da görüyoruz. Rusya’nın gümrük kapılarında beklettiği TIR'larımızın Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’a ulaşması için kardeş ülke Azerbaycan’ın anında kapılarını açmış olması küçümsenebilecek bir olay mıdır.
Türkiye plakalı araçlar, Azerbaycan, Hazar Denizi ve Türkmenistan koridorunu kullanacak. Mesafe olarak da daha kısa olan Hazar geçişinin kalıcı hale gelmesi için de bir dizi önlem alınıyor.
Azerbaycan doğalgazının Türkiye’ye getirilmesi için de Azerbaycan’a resmi ziyarette bulunan Başbakan Davutoğlu, Devlet Başkanı İlham Aliyev ile yaptığı görüşmeden sonra "TANAP Projesi karşılıklı güvenle hayata geçirildi. TANAP Projesi'nin 2018'den önce bitirilmesi için anlaştık. Gece gündüz çalışacağız. TANAP Projesi, Avrupa içi dengeleri de etkileyecektir. Türkiye üzerinden enerji sevkiyatı en güvenli yol konumunda. Türkiye'nin kalkınması, Azerbaycan'ın kalkınmasıdır. "diyerek Azerbaycan’ın bu zor dönemden geçmesi için Türkiye’nin yanında olduğu mesajını vermiştir.
Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in “Gardaşlık bu zor günlerde belli olur” sözlerinin bu günler için ne kadar önemli olduğunu söylemeye gerek var mı? Bu sözleri çerçeveletip duvara asmak gerekmiyor mu? Azerbaycan ile 5 milyar dolarlık bir ticaret hacmimiz bulunuyor. Bunun 15 milyar dolara çıkarılması için de çalışmalar yapılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Kazakistan’a bir ziyarette bulunacak ve bu ülke olan bağların da güçlendirilmesi konusunda bir dizi görüşmeler yapacak.
Diğer Türk Cumhuriyetleri ile de bir dizi görüşmelerin gerçekleşeceği ifade ediliyor. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev de yaptığı açıklamada “Kardeş Türkiye’nin hiçbir konuda sıkıntı çekmemesi için üzerimize düşen görevi sonuna kadar yerine getirmeye hazırız” diyor.
Önemli olan, sorunların ve sıkıntıların tamamen atlatılıp atlatılmaması konusunun dışında, böylesine bir durum karşısında Türk Devletleri’nin Türkiye’yi nasıl kucaklamış olmasıdır. Bu işin bir de kardeşlik ve manevi tarafı vardır ki, bu bizim için çok daha önemlidir.
Türkmenistan, Kırgızistan ve Tacistan gibi Türk kanı taşıyan devletlerden de gelen olumlu sesler, Türk dünyasının gerektiği zaman nasıl bir dayanışma içinde olabileceğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Bizi en çok sevindiren ve gurur veren taraf da budur.
necdetbuluz@gmail.com