Azerbaycan için "Buda mı gol değil?"
Tarih: 12 Haziran 2015!
Yani, ` I.Avrupa Oyunları` nın Bakü`de yapıldığı gün.
Yani, Azerbaycan`ın dosta güven verdiği, düşmana `bir kez daha düşün` dediği gün.
Bu tarih Azerbaycan tarihine bir milat olarak geçecektir.
Sadece Azerbaycan tarihi mi, Türk Dünyası tarihinde önemli bir gün olarak altın harflerle ismini yazdıracaktır.
Çünkü bir mucizeye gözlerimizle şahit olduk.
Neydi bu mucize?
Bilindiği üzere Azerbaycan, ilk defa düzenlenecek Avrupa Oyunları'na, 2012 Aralık ayında ev sahipliği yapma hakkını kazanmıştı.
Ve bunun üzerine `Nasıl olacak?. Başarabilir mi?` gibi birçok manipülasyonlar yapılmaya başlanmıştı.
Bu iş başarılırsa bir mucize olarak görülüyordu.
Zira Azerbaycan`ın önünde çok az bir zaman vardı ve ülkenin daha önce bu konuda hiç tecrübesi yoktur.
Bu tür olimpiyatlara ülkeler normal olarak yedi yıl içinde hazırlanırlarken Azerbaycan`ın sadece 2,5 yıllık bir zamanı vardı.
Bunun için insan üstü bir gayret gerekiyordu.
Hiç bir altyapısı olmaya bir ülke, 2.5 (iki buçuk) yılda mükemmel bir gelişimi nasıl başarabilirdi ki? Başardı işte ve gözyaşları içerisinde bu başarısına ben şahit oldum.
Keşke bu başarının ne denli büyük olduğunu anlaya bilmeniz için, sadece BAKÜ`nün 2.5 yıl önceki bir resmini ve şimdiki resmini görebilseydiniz. Üstelik bu gelişim için 909 milyon avro bütçe ayrılmış ve bunun neredeyse yarısına mal edilerek her yer yarışmalara hazırlanmıştır.
Evet Azerbaycan kimsenin tahmin edemeyeceği bir çalışma ile İlk Avrupa Oyunları’na, Cumhuriyeti üst düzey uluslararası spor yarışına ev sahipliği yapmaya muhteşem bir açılışla başladı.
Dünyada az örneği olan Olimpiyat Statyumu’na 49 ülkeden 20 spor dalında 6000'den fazla sporcu katıldı.
Bu açılışa başta Türkiye Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vilademir Putin olmak üzere onlarca devlet başkanı ve yüzlerce temsilci katıldı.
Elbette en çok merak edilen konu Ermenistan`ın katılıp katılmayacağıydı.
Onlar da katıldılar ve misafirperverliğin en güzelini, belki kıskanarak, belki özenerek yaşadılar bu ülkede.
Açılışta Azerbaycan`ın muhteşem kültür izlerinden gösteriler sunarken sanki tüm dünyaya `biz varız, insanlığımızla, medeniyetimizle, gücümüzle işte buradayız..` diye meydan okuyordu.
`Sizin Pavoritti`niz varsa varsa, bizim Alim Gasımov`umuz var, sizin Şeksper`iniz varsa bizim de Üzeyir Hacıbeyov`umuz var` dercesine haykırdı.
Elbette bu başarının arkasında Sporun dünya konjoktöründeki önemini iyi keşfeden ve sporu her alanda destekleyen Azerbaycan'da devlet politikası vardır.
Evet, acıların , hüzünlerin, zülümlerin son yüzyılda adresi olan ve halen topraklarının üçte biri işgal altında olan Azebaycan`ımız bu çilelerle kendisine yüklediği `ODLAR YURDU` benzetmesini bir süreliğine kenara bırakmış bu sefer OLİMPİYAT MEŞALESİ kaldırarak, kendisinden çıkan Medeniyetler Ateşini tüm dünyaya göstermiştir.
Bir süreliğine dedim, zira Karabağ geri alınmadan bize mutluluk haramdır. Başarılarımıza sevinmemizin sebebi de, her başarı, işgal altındaki toprakları kurtarmaya giden merdiven taşlarından biridir.
İnşallah o gün de yakındır.
Azerbaycan`ın tüm başarılarının benim gözümde başka bir anlamı da Türkiye`nin yalnız olmadığının göstergesidir.
`Bir elin nesi var, iki elin sesi var` dercesine bu iki ülke kayıtsız şartsız kardeşlikle yoluna devam etmektedir.
Şimdi bize düşen, bu kadar başarıya imza atan kardeş ülkemizi çekemeyen tüm kanı bozuklara `buda mı gol değil?` diye haykırmak.
Tebrikler Azerbaycan, Tebrikler İlham ve Mihriban Aliyev, tabrikler odlar yurdu.
Dilerim başarı ateşiniz sonsuza dek sürer.