Resmi ziyaret için Azerbaycan'da bulunan Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, baş başa görüşmelerin ardından Şuşa Valiliği bahçesinde ortak basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasına, bugün farklı bir heyecanın, duygunun içerisinde olduğunu ifade ederek başlayan Erdoğan, daha önce verdiği sözü bugün yerine getirdiğini söyledi.
44 günlük bir savaşın ardından Karabağ'ın, sahiplerinin eline geçtiğini, Ermeni mezalimi ve işgalinden kurtulduğunu anımsatan Erdoğan, "Arkadaki fonda görülen bina aslında Ermeni mezaliminin ne yazık ki bu şaheserleri ne hale getirdiğinin bir ifadesi. Kardeşim de fon olarak basın toplantısında gayet anlamlı bir yeri seçmiş bulunuyor. Bir tarafta valilik binası, diğer tarafta da ne yazık ki Ermenilerin adeta yerle yeksan etmek üzere oldukları bir bina." diye konuştu.
Erdoğan, 15 Haziran Azerbaycan Milli Günü vesilesiyle "ümummilli lider" Haydar Aliyev'i rahmetle andı, Aliyev'in ruhuna Fatiha okudu.
Karabağ'ın inşası
Kahraman Azerbaycan ordusunun Karabağ Zaferi'nin sevincini Aliyev ile 10 Aralık 2020'de beraber paylaştıklarını hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O gün yine bambaşka bir heyecan, coşku vardı. 6 ay sonra bu defa kadim şehir Şuşa'da kendisiyle olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Verdiğimiz sözü hamdolsun yerine gelmiş bulunuyoruz. Azerbaycan halkının Karabağ Zaferi'ni bir kez daha tebrik ediyorum. Tarihte birçok sanatçı yetiştirmiş Azerbaycan'ın kültür başkenti Şuşa'dan bölgemize ve dünyaya vereceğimiz mesajların çok önemli olduğuna inanıyorum. Kardeşim Aliyev'in vizyoner liderliğinde ve muzaffer başkumandanlığında azatlığına kavuşan Karabağ'ı yeniden ayağa kaldıracak çalışmaları yakından takip ediyoruz. Şuşa'ya gelirken çalışmaları gördük. Altyapıda yoğun çalışmalar var. Bir taraftan yollar yapılıyor, bir taraftan enerji santralleri açılıyor, bir taraftan yüksek gerilim hatları inşa ediliyor. Bütün bunlarla beraber tabii susuz olan bu bölge suya kavuşuyor. Bütün bu çalışmalar şu anda sürekli olarak devam ediyor ve inşallah en kısa zamanda bölge havalimanlarına da kavuşacak. İkili görüşmede bunları değerli kardeşim özellikle anlattı. Havalimanlarına da kavuştuktan sonra buralara geliş ve gidişler daha da artacak, turizmde bölge ciddi bir sıçramayı inanıyorum ki o dönemde yaşayacak."
Erdoğan, Karabağ'ın tekrar eski ihtişamına ve öz kimliğine kavuşacağını, bundan hiç şüphelerinin olmadığını dile getirdi.
Karabağ'ın kadim yerleşim yerlerinin tekrar inkişaf ettiği günleri, yakında hep birlikte göreceklerinin altını çizen Erdoğan, Türkiye olarak azatlık mücadelesinde olduğu gibi yeniden inşa faaliyetlerinde Azerbaycan'a her türlü katkıyı verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini kaydetti.
En kısa sürede evlerine dönmelerini bekledikleri Azerbaycanlılar için de her türlü çabayı göstereceklerini vurgulayan Erdoğan, "Bu konuda değerli kardeşimin özel çalışmaları var. Yeter ki buranın gerçek sahipleri tekrar evlerine dönsün. Onlara gerek mali destek gerek iş imkanı noktasında her türlü desteği vermek suretiyle Azeri kardeşlerimizin kendi evlerine, mekanlarına geri dönmeleri buraları ciddi manada zenginleştirecektir. Tabii bir yandan yıkımları telafi ederken diğer yandan da Karabağ ve Azerbaycan topraklarının bir daha böyle bir felaket yaşamaması için gereken tedbirleri birlikte alacağız. Bizim de bu konuda TOKİ ile birlikte burada bölgenin tamamında atmayı planladığımız adımlar var. TOKİ'nin buradaki karşıt kurumuyla çalışarak bu adımları atacağız. Bölge üzerinde etkisi olan herkesi hakikatleri görmeye, Azerbaycan halkının zaferini kabullenmeye ve geleceğe bakmaya davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Altılı Platform
Erdoğan, Ateşkes Antlaşması'nın ardından artık bölgede tüm taraflar için yeni iş birliği imkanlarının doğduğunu anımsattı.
Azerbaycanlı kardeşlerinin bu konudaki engin gönüllülüklerinin yakın şahidi olduklarına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye olarak, biz de coğrafi komşuluk ilişkilerimizi daha derin iş birliklerine yöneltmek istiyoruz. Ermenistan'ın kendisine uzatılan bu iyi niyet ve dayanışma elini tutmasını, ortak geleceği birlikte şekillendirme fırsatını iyi kullanmasını temenni ediyoruz. 'Altılı bir platform' dedik. İşte bu Altılı Platform'da bildiğiniz gibi Rusya, Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve İran var. Platform ile artık istiyoruz ki bölge suhuletle barış içerisinde yaşanan bir bölge olsun. Bu adamı atmak için biz kardeşim ile her türlü fedakarlığa varız, Sayın Putin aynı şekilde bu tür fedakarlıklara var. Bu konuda atılacak adımlarla bölge bir barış bölgesi haline gelmiş olur. Tabii bu tarihi fırsatın gerçekçi olmayan hevesler, söylemler ve eylemlerle kaçırılmaması en büyük dileğimizdir. Bölgedeki yeni statüye katkıda bulunmak isteyen herkesin nefret ve tahrik siyasetinden vazgeçerek barış ve iş birliğini teşvike yönelmesi şarttır. Böyle bir ihtimal oluştuğunda Ermenistan ile normalleşme için biz de üzerimize düşeni yapacağımızı her fırsatta söylüyoruz. Bu ümit verici sürecin Azerbaycan ile Ermenistan'ın imzaladıkları Ateşkes Antlaşması'nı kapsamlı ve vizyoner bir barış anlaşması ile taçlandırmaları halinde çok daha sağlıklı yürüyeceğine inanıyoruz."
"Şuşa'da en kısa sürede başkonsolosluk açmayı planlıyoruz"
Mevkidaşı Aliyev ile yaptıkları görüşmede, ilişkileri etraflıca değerlendirme fırsatı bulduklarını dile getiren Erdoğan, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısını Türkiye'de yapacaklarını ifade etti.
Erdoğan, "Bu anlaşmayla birlikte iki ülke arasında kimlikle seyahati 1 Nisan 2021 tarihi itibarıyla bildiğiniz gibi başlatmış bulunuyoruz. Bu adım karşılıklı ilişkilerimizi kolaylaştırarak bizleri birbirimize daha da yakınlaştıracaktır." diye konuştu.
İkili ticarette son dönemde önemli adımlar attıklarını, Tercihli Ticaret Anlaşması'nın 1 Mart 2021'de yürürlüğe girdiğini belirten Erdoğan, "Ticaret hacmimizi 2023 yılında 15 milyar dolara çıkarma hedefimize doğru adım adım ilerliyoruz. Türkiye Petrolleri başta olmak üzere pek çok şirketimizin Azerbaycan'da önemli yatırımları bulunuyor. Aynı şekilde SOCAR başta olmak üzere Azerbaycanlı şirketlerin Türkiye'deki yatırımları bizleri memnun ediyor. Sadece Türkiye'de değil, gerekirse SOCAR'la Türkiye Petrollerinin üçüncü ülkelerde de yatırım yapma görüşmesini kardeşimle beraber ele aldık ve inşallah bunun üzerinde de ayrıca çalışıyoruz, çalışacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Ticari ve ekonomik iş birliğinin kapsamını daha da genişleteceklerini ifade eden Erdoğan, "Azerbaycan'la Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Kars ve TANAP gibi dev projeleri beraberce tamamladık. Bu projeler ülkelerimizle birlikte tüm bölgenin refahına ve istikrarına katkı sağlıyor. Trans Adriyatik Boru Hattı Projesi TAP'ın bitmesiyle ülkemiz üzerinden geçen Azerbaycan doğalgazı Avrupa piyasasındaki yerini almıştır." dedi.
"Yeni bir tarihi adımı attık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün değerli kardeşimin de ifade ettiği gibi özellikle tek millet, iki devlet temelinde yükselttiğimiz ilişkilerimizi daha da ileriye taşıyacak yeni bir tarihi adımı attık. Bu adım önemli ve bunu bundan sonraki süreçte daha da güçlendireceğiz, güçlendirerek yolumuza da devam edeceğiz. Biraz önce kardeşimin ifade ettiği Şuşa Beyannamesi ile ilişkilerimizin yeni dönemdeki yol haritasını belirledik." dedi.
Beyannamenin bugün Şuşa'da hayatiyet kazandığını ve bunun çok önemli olduğunu söyleyen Erdoğan, "Türkiye-Azerbaycan arasındaki bu beyannamenin içeriği birçok şeyleri kapsadığı gibi bundan sonra geleceğe yönelik adımları atarken artık sadece iki ülke değil, bölgeyi kapsayan bir kararlılığın burada yattığını görüyoruz. Türkiye olarak kadim şehir Şuşa'da en kısa sürede inşallah bir başkonsolosluk açmayı planlıyoruz. Böylece bölgede gerçekleştireceğimiz faaliyetlerin daha hızlı ve etkin şekilde yürütülmesini de sağlayacağız." diye konuştu.
Azerbaycan'ın Güney Zengezur Koridoru Projesi'ni önemli gördüklerini ve desteklediklerini belirten Erdoğan, "Bu projenin hayata geçirilmesiyle doğudan batıya herkesin istifade edebileceği yeni bir orta koridor açılacaktır; bu, çok büyük önem arz ediyor." ifadelerini kullandı.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına rağmen tarımdan enerjiye, ulaştırmadan turizme, savunmadan eğitim ve kültüre her alanda iş birliğini ileriye taşımak için ortak gayretlerini kararlılıkla sürdürdüklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bütün bunların ötesinde savunma sanayi alanındaki ilişkilerimizi teknoloji transferi ve ortak üretim projeleriyle daha da tahkim ediyoruz. Az önce kardeşim, BAYKAR'ın yönetiminden Haluk Bey'e bir onur madalyası verdiler ve ben de aile adına kendilerine ayrıca teşekkür ediyorum. Tabii burada İHA'lar, SİHA'lar ciddi işler gördüler ve bu savunma sanayindeki ilişkilerimiz bundan sonra çok daha farklı bir şekilde gelişecektir. Bu farklı gelişmeyle birlikte de sürekli olarak bir pazar değil, aynı zamanda Azerbaycan bu işlerde bir üretim merkezi olma imkanını da yakalayacaktır. Bizim gücümüz Azerbaycan'ın gücü, Azerbaycan'ın gücü de bizim gücümüzdür."
Cumhurbaşkanı Aliyev'e, misafirperverliği için şükranlarını sunan Erdoğan, toplantıda alınan kararların hayırlara vesile olmasını diledi.
"Beyannamede Kars Anlaşması'na atıfta bulunuluyor"
Aliyev, Erdoğan'ın ziyaretinin tarihi önem taşıdığını vurguladı.
Bugün imzaladıkları "Müttefiklik Beyannamesi"nin iki ülke ilişkilerini en yüksek düzeye çıkardığını vurgulayan Aliyev, beyannamenin ismi olan "müttefikliğin" kendi kendiliğine her şeyi zaten ortaya koyduğunu belirtti.
Aliyev, iki ülke arasında bugün kalite açısından daha iyi iş birliği kurulduğunu, beyannamede yer alan tüm maddelerin gelecek iş birliğinin teminatçısı olduğunu kaydetti.
Türkiye ile Azerbaycan'ı tarih, kültür, ortak etnik köken, dil, din, milli ve manevi değerler ile halkların kardeşliği gibi etkenlerin birleştirdiğini belirten Aliyev, "Biz dünya çapında iş birliği ve müttefiklik örneği sergiliyoruz. İmzalanan beyanname tarihe dayanıyor. Sözleşmede, Mustafa Kemal Atatürk ve Haydar Aliyev'in sözleri yer alıyor. Atatürk, 'Azerbaycan'ın sevinci sevincimiz, kederi kederimizdir', Haydar Aliyev, 'Türkiye ile Azerbaycan bir millet iki devlettir' demişti. Bu tarihi sözler faaliyetimiz için başlıca etkenlerdir. Biz bu vasiyetlere sadığız." dedi.
Aliyev, işgalden kurtarılan Şuşa'da Müttefiklik Beyannamesi imzalarken ecdatlarına sadakatlerini gösterdiklerini belirterek, "Beyannamede Kars Anlaşması'na atıfta bulunuluyor. Tarihi Kars Anlaşması tam 100 yıl önce imzalanmıştı. Bu da sembolik önem taşıyor. 100 yıldan sonra, işgalden kurtarılan Şuşa'da Müttefiklik Beyannamesi bizim gelecek iş birliklerimizin istikametlerini gösteriyor. Beyannamede birçok önemli konu yer alıyor. Neredeyse tüm alanları kapsıyor." diye konuştu.
Beyannamedeki her konunun önemli olduğunu vurgulayan Aliyev, iki madde üzerinde özellikle durmak istediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Birincisi savunma alanındaki iş birlikleridir. Karşılıklı askeri yardım konusu da bu beyannamede yer alıyor. Bu tarihi başarıdır. Biz bir kez daha gösteriyoruz ki bundan sonra da her zaman birlikte olacağız. Bundan sonra da birbirimizin güvenliğini temin edeceğiz. İkinci önemli konu ulaştırma konusudur ve beyannamede Zengezur koridorunun açılmasıyla ilgili çok açık ifadeler yer alıyor. Bu da İkinci Karabağ savaşı sonrasında oluşan yeni jeopolitik durumun sonucudur. Bugün biz Türkiye ve Azerbaycan'ı demir yolu ve kara yoluyla birleştirecek Zengezur koridoruyla ilgili sadece konuşmakla yetinmiyor filli çalışmalarla bu koridoru oluşturuyoruz."
Aliyev, tüm dünyanın gözünün bugün Şuşa'da olduğunu, Erdoğan'ın ziyaretinin Azerbaycan'da sabırsızlıkla beklendiğini belirterek, "Bugün buradan yapılan açıklamalar tüm dünyada büyük yankı bulacaktır. Bu ziyaretin tarihi önemi bundan sonra uzun yıllar konuşulacaktır." ifadelerini kullandı.
Karabağ savaşında Türkiye'nin desteklerinden ve Türk gazetecilerin faaliyetlerinden övgüyle bahseden Aliyev, "Savaşın ilk saatlerinden aziz kardeşim Erdoğan Azerbaycan'a net ve açık desteğini ifade etti. 'Azerbaycan yalnız değildir' dedi. Bu hem bize moral verdi hem de müdahale etme düşüncesinde olan güçleri durdurdu. Savaşın son anlarına kadar kardeş Türk halkının desteği bize ek güç verdi, moral sağladı. Biz hiçbir zaman bu desteği unutmayacağız." dedi.
Aliyev, Erdoğan'ın ziyaretinin önemine bir kez daha değinerek, konuşmasını, "Duygularımızı kelimelerle ifade etmek mümkün değil. Çok duygulu günler yaşadığımız için Yüce Tanrı'ya minnettarız. Türkiye-Azerbaycan birliği ve kardeşliği ebedidir." ifadesini kullandı.
Basın toplantısından notlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, baş başa görüşmenin ardından basın toplantısı alanına gelirken valilik binası önündeki Şuşa'nın önemli sanat ve edebiyat şahsiyetlerinin heykellerini inceledi.
Erdoğan ve Aliyev, basın toplantısının sonunda, toplantıyı takip edenler tarafından uzun süre ayakta alkışlandı.
İki lider daha sonra, eşleriyle beraber basın toplantısının arka fonunu oluşturan, Ermenistan işgalinde harap edilen Karabağ Hanlık Sarayı'na geçti ve hatıra fotoğrafı çektirdi.
Liderler, burada yerel sanatçılar tarafından icra edilen yöreye ait "Karabağ Sikeştesi" eserini dinledi.
Basın toplantısında Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, TBMM Başkan Vekili ve MHP İstanbul Milletvekili Celal Adan, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mahir Ünal ve Efkan Ala, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, MİT Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, AK Parti Ankara Milletvekili Ali İhsan Arslan ve AK Parti Rize Milletvekili ve NATO Parlamenter Asamblesi Türk Grubu Başkanı Osman Aşkın Bak da yer aldı.
|